Atletizm branşı, insanlığın varoluşu ile beraber tarihin en eski zamanlarına kadar dayanmaktadır. Çin, Hindistan, Mezopotamya, Mısır ve Girit'de yapılan tarihi kazılarda bu sporun yıllar öncesinden var olduğunu kanıtlayan belgeler ele geçirilmiştir. Ancak bir spor branşı olarak Antik Yunan Olimpiyatlarında karşımıza çıkmaktadır. Olimpiyat oyunlarının ana vatanı olan Yunanistan'da, eski çağlarda ''Antik Olimpiyatlar'' vücut kültürünün gelişmesinde en yüksek noktayı oluşturmuştur. Tarihte izini sürebildiğimiz ilk atletizm yarışması, MÖ. 1453 yılında Yunanistan'da, Yunan Mitolojisinde zeka ve sanat tanrıçası olarak bilinen Athena'nın adına ''Pan Athenian Oyunları'' olarak düzenlendiği elde edilen tarihi bulgulardan bilinmektedir.
Atletizm branşı tarih sayfalarında çok geniş bir yer kaplamaktadır. Antik Yunan'da Atletizm branşını çeşitli şekillerde görebilmekteyiz. Bu branşın temelini oluşturan atletizm türleri şu şekilde; Hız koşularına Dromos, uzun mesafe koşularına Dolioshos, silahlarla kuşanılmış olarak yapılan koşuya Hoplites, ellere meşaleler alınarak yapılan koşulara Lampadedromia ile Halma adıyla anılan uzun atlama, Discobolia denilen disk atma ve Acontismos diye adlandırılan cirit atma ve son olarak Penthatlon denilen beşli yarışlar atletzimin temelini oluşturur.
TÜRKİYE'DE ATLETİZM
Ülkemiz'de atletizm bir spor branşı olarak 19. yüzyılda olduğu bilinmektedir. Eski adıyla Mekteb-i Sultani'de günümüzdeki ismiyle ise de Galatasaray Lisesi'nde, Fransız beden eğitimi öğretmeni Mösyü Curel'in derslerindeki uygulamasıyla başlayan atletizm sporu içerisinde önemli olimpik sporcular yetişmiştir. 1912 yılında Stockholm'de yapılan 5. Yaz Olimpiyatların'da yarışan Mıgırdıç Mıgıryan ve Vahram Papazyan, Türkiye'nin ilk olimpik sporcuları olmuştur. Ülkemizde resmi olarak 5 Eylül 1924'de Türkiye Atletizm Şampiyonası'nın birincisi yapılırken aynı yıl içerisinde Türkiye'nin IAAF'a (Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği) üyeliği gerçekleşmiştir.
Özellikle 2000'li yıllarda uluslararası şampiyonalarda başarıları artan Türkiye'de atletizm federasyonu, 2018 itibariyle 96. yılını geride bıraktı. 2012 yılında ise İstanbul da düzenlenen Dünya Salon Atletizm Şampiyonası'nı organize eden Türkiye Atletizm Federasyonu, son yıllarda büyük şampiyonalarda önemli sonuçlar yakaladı. 2016 yılında ise tarihinde ilk kez madalya sıralamasında birincilik ve tüm Balkan şampiyonalarında zirveye ambargo koyan Türkiye, bölgesinde önemli bir spor gücü haline geldi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre 2014 yılı itibariyle ülkemizde 174.764 lisanlı atletizm sporcusu bulunmaktadır.
NASIL ATLET OLUNUR?
Atlet olmaya karar veren bir kişi öncelikle yetkili sağlık kurumlarında gerekli sağlık kontrollerini yaptırmalıdır. Birey, Nefes kapasitesini ve kalpteki ritim düzenini ilgili sağlık kuruluşlarında kontrol ettirmelidir. Atlet olmak isteyen bir kişinin akademi okuma zorunluluğu yoktur. Ancak Spor Akademisi'nde okuyan veya mezun olan kişi, meslek hayatında daha verimli daha donanımlı bir hale gelebilir. Bunların yanı sıra atlet olmak isteyen kişi, profesyonel eğitmenler tarafından bir kulüp bazında eğitim alarak ilerlemesi, sporcu açısından daha verimli olabilir. Kişinin koşucu olmaya, ilköğretim 2. kademe dediğimiz orta okul döneminde karar vermesi, bireyin atletizme olan yatkınlığını geliştirerek ilerleyen yıllarda daha iyi seviyelerine gelmesi açısından çok önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder