23 Nisan 2018 Pazartesi

Rafting

     
     Rafting, yüksek debili nehirlerde raft adı verilen botlarla yapılan bir nehir sporudur. Akarsu sporlarının en çok ilgi gören dalı olarak heyecanı doruklarda yaşatır. Amaç içinde bulunulan raftı devirmeden, kürekle verilen yönlendirmeler ile kayalar ve engeller arasından geçmektir.
     Nehir ve çayların içinde kaya, ağaç kütüğü, kısa veya uzun çağlayan gibi bir takım doğal engeller bulunur ve bu nedenle suyun akış hızı zaman zaman değişir. Akarsuyun içinde oluşan bu tür oluşumlara rapid adı verilir. Rapid sayısı fazla olan parkurun zorluk derecesi de yüksek olmaktadır. Rafting sporunda derece kavramı zorluğu temsil eder. Örneğin; 6. derece en zor parkurları, 1. derece ise en kolay parkurları belirtir. Rafting, 6 ile 8 kişilik takımlar halinde yapılır ve tam bir koordinasyon ister. Bir kişinin bile hata yapması raftın devrilmesine neden olabilir.

RAFTİNG SPORUNUN TARİHÇESİ
     1900’lü yılların başında Amerika’da kullanılan şimdilerin raft olarak anılan botları ile akarsularda güvenli olarak yük taşınırdı. Her türlü suda hareket edebilme özelliğine sahip olan raft, ayrıca sağlam malzemesi nedeniyle akarsu taşımacılığında tercih ediliyordu.


     2. Dünya Savaşı yıllarında çıkartma amaçlı olarak kullanılan botlar diğer ülkelerin de dikkatini çekmiştir. Önceleri taşıma ve güvenlik amacı ile kullanılan bu botlar daha sonra spor amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Amerika’da 1973 yılında akarsularda keşif amaçlı etkinlikler yapmak üzere bir aktivite kulübü kuruluyor. Sonrasında “Sobek Expedition” adını alarak dünyanın çeşitli ülkelerinde keşifler yapmaya başlıyorlar. Debisi yüksek nehirlerde kayalar ve kütüklerle geçirdikleri mücadele dolu yolculuklar onların bu etkinliği spora dönüştürmesine neden olmuştur. Yarışmalar ile dünyaya tanıtılan rafting su sporları arasındaki yerini almıştır.

Dağcılık

     
     Dağcılık, dağlarda yürüyüş ve kamp yapmanın yanı sıra teknik malzeme kullanarak tırmanma sporunu da kapsayan  bir doğa sporudur. 18. ve 19. yüzyılda Avrupalı (İngiliz ve Fransızlar başta olmak üzere) maddi durumu iyi olan bir kesimin boş zamanlarını değerlendirmek ve hayatlarının rutin akışını yeni maceralarla süsleme arayışı neticesinde bir spor sayılmaya başlanan dağcılık, 20.yüzyılın başında diğer ulusların da ilgisini çekmeye başlamıştır. Uluslararası bir spor branşı haline gelmesi ise, 1931 yılında, merkezi Cenevre'de olan Uluslararası Dağcılar Birliği  (UIAA)'nın kurulmasıyla mümkün olmuştur. Gelecek yıllarda ise, belirli teknik ve emniyet yöntemlerinin geliştirilmesine paralel olarak kendine özgü disiplini ve ilkeleri olan bir spor dalı haline dönüşen dağcılık, birçok doğa sporunun da önünü açmıştır.

     Günümüzde en çok rağbet gören doğa sporlarından biri olsa da, bu spora eklenebilecek yeniliklerin azalması, yeni neslin yeni doğa sporlarına daha fazla ilgi duyması, ya da bu tür sporlara yönelmesi nedeniyle, günümüzde dağcılık 20. yüzyılın başındaki popülaritesini kaybetmeye başlamıştır.


DAĞCILIK NASIL YAPILIR

     Dağcılık bireysel ve ekip olarak da yapılabilir. Bireysel tırmanışlarda hedef tabii ki zirvedir ama ekip tırmanışında ekibin tüm üyeleri en yüksek noktaya çıkacak diye bir kaide yok. Zira ekipte herkesin farklı görevleri olabilir; malzeme taşıyanlar, güvenlik sağlayanlar, en iyi tırmanıcılar, rehberler kendi işlerini yaparlar ve ekibin flaması zirveye çıkarılırsa onlar da kendilerini zirve yapmış gibi görür. Ekip olmakla, tırmanışı “beraber” yapmak arasında belirgin farklar var. Takımı takım yapan yükün paylaşılması, ortak bir plana göre hareket edilmesi, verilen görevin yerine getirilmesidir; yoksa bireysel tırmanan ve çeşitli ülkelerden bir araya gelmiş, ortaklıkları sadece birlikte yol almak olan gruplar da söz konusu. Genel anlayış, kalabalık ekibi ikişer kişilik gruplara bölerek ilerlenmesidir. İkili gruplar da kendi içlerinde görev bölümü yapar. Kalabalık gruplarda ilk dört kişi, rotanın 7 bine kadar olan kısmının ip hattını hazırlamakla yükümlüyken arkalarından gelenler bir yerden sonra öne geçmeye başlar. Fiziksel olarak ekibin genelinden daha iyi durumdakiler 8 bine kadar hat döşeyebilir. Bu sayede diğerleri de yükseğe çıkabilir.


TÜRKİYE'DE DAĞCILIK

     İlk Türk dağcısı olarak bilinen isim, Ali Vehbi Türküstün'dür. Fransa'da Paris'te Tıp öğrenimi yaparken 4 Fransız dağcı arkadaşı ile birlikte 26 Temmuz 1906 günü Alp Dağları 'nın en yüksek noktası olan Mont Blanc zirvesine tırmandığı bilinmektedir. Bu tırmanış Türk dağcılık tarihinde bilinen ilk tırmanıştır. Türklerin dağcılık sporuna ilgileri daha çok askeri amaçlı alarak Birinci Dünya Savaşı yıllarında başlamıştır. Savaş sırasında İtalyan cephesinde Avusturyalı dağcı birliğinin bir tatbikatını izleyen Pertev Paşa, Osmanlı ordusu bünyesinde böyle bir birliğin kurulması için çalışmıştır. Pertev Paşa'nın isteği üzerine Avusturyalı bir dağcı olan Albay Bilgeri, 5 subay ve 40 Astsubaydan oluşan Türk askerlerine temel dağcılık bilgileri vermiştir.


     Ülkemizde ilk dağ gezileri Uludağ'a düzenlenmiştir. 1925 yılında Bursa'lı bir doktor olan Osman Şevki Bey, Bursa'daki Keşiş Dağı zirvesine (2545 m.) ilk tırmanışı yapmıştır. Tırmandığı bu dağa Uludağ adını vermiştir. Bu adlandırma Atatürk tarafından da beğenilmiş ve dağın adının Uludağ olarak değiştirilmesine karar verilmiştir. Soyadı kanunu çıktıktan sonra Dr. Osman Şevki Bey'e Atatürk tarafından Uludağ soyadı verilmiştir.

    Sonraki yıllarda, Ülkemizde dağcılık aktivitelerinin artması ile 1928 yılında ''Türk Dağcılık Cemiyeti'' adı altında ilk dağcılık örgütü oluşturulmuştur. 1933 yılında ise ''Türk Yürüyüşçüşülük, Dağcılık kış Sporları Kulübü'' adı altında bir kulüp faaliyete başlamıştır. Bu kulüp sonradan ''Tenis, Eskirim ve Dağcılık Kulübü'' adını almıştır. 1936 yılında Dağcılık ve Binicilik Federasyonu adı altında ilk federasyon olarak anılmıştır. Daha sonra fedarasyon çalışmaları devam etmiştir. Uzun yıllar dağcılık ve kış sporları aynı çatı altında yürütülmüştür. 1966 yılına gelindiğinde ise dağcılık ve kayak branşlarının ayrılması ile Türkiye Dağcılık Federasyonu adı altında kayak branşından ayrılmıştır. Federasyonumuz 1988 yılında Uluslararası Dağcılar Birliği'ne resmen üye olmuştur.